Her şeyden evvel herkesin unutmaması gereken durum Sayın Tayip Erdoğan’ın Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olduğudur ve Başbakanlık konumuna ülkedeki seçim sistemiyle gelmiştir. Kimsenin buna bir itirazı olmamalıdır. Yapılacak itirazlar Sayın Başbakanın Başbakanlığına olmayıp mevcut seçim sistemine olmalıdır. Bu durumda itirazların tartışılacağı zemin farklılık arz edeceği için onun tartışılacağı ortamın ayrıca tespit edilmesi gerekir.
Son aylarda tartışmaların odak noktasına Sayın Başbakanın Cumhurbaşkanı olup olmayacağı oturmuş olup Sayın Başbakanın Cumhurbaşkanlığı gerek muhalefetteki partiler gerekse toplumda bulunan bazı sivil toplum örgütleri ve bazı kişi ve kuruluşlar tarafından tartışılmaktadır. Yapılan tartışmalar yanlış yönde olmakta olup tartışmaların odak noktası, Sayın Başbakanın Cumhurbaşkanlığı olup olmaması olmayıp, Cumhurbaşkanı olduğu zaman işlerin yolunda gitmesi için demokratik sürecin bir kesintiye uğramaması için neler yapılması gerektiği gerek başbakanlık nezdinde gerekse toplumsal kurum ve kuruluşlar nezdinde olması gerekenler olmalıdır.
Sayın Başbakan demokratik bir seçim sonucu Başbakan olmuştur ve içinde bulunduğu koşullar onu Cumhurbaşkanı olabilme imkânını vermektedir. Kısacası bu onun en demokratik ve anayasal hakkıdır. Birileri çıkıp ta sen Cumhurbaşkanı olamazsın dediği zaman bunun yasal bir dayanağı olmalıdır. Aksi takdirde bu söylenenlerin bir anlamı olmaz. Sayın Tayip Erdoğan herkesi memnun etmek zorunda değildir. Yakalamış olduğu bu fırsatı her kes gibi oda kullanacaktır ve kullanmak en doğal hakkıdır.
Herkese her an Cumhurbaşkanı olma şansı verilmiyor. Böyle bir şans Sayın Erdoğan’ın eline geçtiyse bunu sonuna kadar kullanmak her Türk vatandaşı gibi onun da en doğal hakkıdır. Ancak burada Sayın Erdoğan’ın omuzlarındaki yük normal durumdaki bir kişiden daha farklı ve daha ağır olup bunun sorumluluğu Sayın Erdoğan’a aittir.
Demokratik süreçte ortaya çıkacak ve/veya çıkması olası olayları sistemi bozmadan çözüm bulmak, demokratik sistemin aksamadan işlemesini sağlamak kendi yetki ve görevleri dâhilinde Sayın Erdoğan’ın olacaktır. O halde neyin tartışması yapılmaktadır. Tartışma odak şaşırmıştır.
İçinde bulunduğumuz demokratik seçim sistemi içinde Sayın Başbakan Cumhurbaşkanı olma hakkı ve konumuna sahipse ki öyle gözüküyor Cumhurbaşkanı olmalıdır. Kanımca Sayın Başbakanın Cumhurbaşkanlığının engellenmesi demokratik sürecin ülkemizde işlediği hususunda kuşkuların doğmasına yol açar.
Gelin Başbakana Cumhurbaşkanı olması için, toplum olarak, önünü kesmeyelim tam tersine yardımcı olalım. Ancak Cumhurbaşkanlığı sürecinde yapacaklarını yakın takibe alalım. Zaten olayların genel seyri Sayın Cumhurbaşkanın konumunu belirleyecektir. Dolayısıyla bundan sonra olacaklar onun sorumluluğunda olacaktır.
İnsanlara yapacaklarını yapması için şans vermek gerekir. Ön yargılı ve tutucu davranırsak bir yerlere varamayız. Hoşlansak ta hoşlanmasak ta demokratik süreç neyi gerektiriyorsa o yönde davranmalıyız. Yapılacak tek şey bozuk olarak atfedilen seçim sisteminin revize edilmesidir. Bunun içinde şimdilik zaman yoktur. Asıl önemli olan önümüzdeki seçim gerçekleşmeden seçim sisteminde neler yapabileceğimiz..