Yazılarım · 5 Ocak 2010

Uluslararası Çalkantı ve Türkiye Ekonomisi

Filiz Tunç                                   24.12.2006

Küreselleşen bir dünyada yaşanan siyasi ve ekonomik olaylar ülke ekonomilerini etkilemektedir. Keza, etkinin niteliği ve şiddeti farklı olmaktadır. 

Gelişmekte olan ülke piyasalarında yaşanan çalkantı, dış dünya kaynaklı ise ve o piyasanın dünya piyasalarıyla eklemlenme derecesine ve de ekonomisinin yapısal konumuna göre, şiddetli ya da hafif hissedilmektedir. Daha da önemlisi dış kaynaklı çalkantılara ulusal ekonomiden müdahale yapılamadığı için çalkantılar kısa sürede krize dönüşebilmektedir. 

Eylül ayının üçüncü haftasında ABD ekonomisinin durgunluğa gireceği beklentisi güçlendi ve FED faiz oranını değiştirmedi ve önümüzdeki dönemde bir artışın olmayacağı açıklamasını yaptı ve bunu gelişmekte olan ülke piyasalarından Tayland’da yapılan askeri darbe, Polonya ve Macaristan’da ortaya çıkan politik sorunlar izledi. Bunları Ekvator’un dış borçlarını ödemeyi şimdilik ertelemesi ve Güney Afrika’da kronikleşen cari açık sorunu ve parasının (Rand) değer kaybı izledi. Bu arada Petrolün birim fiyatı 90 doları geçecek derken 60 doların altına inmesi, Brezilya ve Rusya’nın bu düşüşten dolayı uğradığı ve/veya uğrayacağı gelir kayıpları, gelişmekte olan ülke ekonomilerin olumsuz etkilenmelerine yol açtı.

Türkiye Ekonomisi de bu olumsuz etkilenmeden payını aldı. Türk para piyasasında dövizin fiyatı ve faiz oranları yükseldi ve İMKB endeksi değer kaybına uğradı. Diğer bir deyişle kısa bir süre içinde Dolar/Ytl kuru yüzde 1.48’den 1.55’e çıktı. İMKB endeksi 1401 puanlık değer kaybına uğradı. Bono faizleri %20’den 22 seviyesine ulaştı. Dış dünyada yaşanan hareketliliğin ulusal ekonomide yansıması şiddetli oldu. 

Türkiye Ekonomisinde yaşanan ve yaşanmakta olan bu çalkantı diğer gelişmekte olan ülke piyasalarına göre daha şiddetli olmuştur. Dolayısıyla bu çalkantı ciddiye alınmalı, dış kaynaklı denilerek göz ardı edilmemelidir.