Havva TUNC 6.3.2009
Son bir hafta içersinde Amerikan Doları Türk Lirası karşısında değer artışı içersindedir. Hafta başında(02.03.2009) 1 Amerikan Doları 1.67 TL iken Cuma günü (06.09.2009) 1.80 TL oldu. İçsel dinamikler aynı seyirde devam ederse (tcmb piyasaya bir müdahalede bulunmazsa) önümüzdeki 3-5 gün içersinde Doların Türk Lirası karşılığı 2.00- 2.30 TL‘yi bulabilecektir.
2007 Temmuzu’nda, Amerikan Ekonomisinde mortgage sektöründe fitili ateşlenen sistematik finansal krizin Türkiye Ekonomisi üzerinde etkisi, TCMB’nin izlemekte olduğu para, kur ve faiz politikasındaki değişikliğin bir yansıması olarak değerlendirilebilinir. Bilindiği üzere küresel sistematik finansal krizin Türk Para ve Finansal Piyasalar üzerindeki etkisi yıkıcı olmaktan ziyade daraltıcı nitelikte olmuştur. Ancak Dünya Para ve Finansal piyasalarda yaşanmakta olan krizin Türkiye Ekonomisi üzerindeki ikinci ve dolaylı etkisi reel sektörde daha şiddetli ve sarsıcı olarak kendini hissettirmektedir. Diğer taraftan, TCMB’nin faiz ve kur politikasında yaptığı değişiklik(faiz indirimleri) sistematik finansal krizin sarsıcı etkisi Türk para finans piyasalarında öncelikle de kurlar üzerinde yaşanmaya başlandı.
Küresel Sistematik Finansal Krizin Türkiye Ekonomisi üzerindeki daraltıcı ve yıkıcı etkisi üretimde ve talepte daralma ekonomideki enflasyonist baskıyı kaldırmıştır. Tam tersine ekonomi bir deflasyonist sürece girmiştir. Diğer bir deyişle üretim ve talepteki daralmayla beraber, yaşanmakta olan durgunluk ve daralma nedeniyle, malların fiyatlarında azalma ile enflasyonist süreç yerini deflasyonist sürece bırakmıştır.
TCMB ekonomideki enflasyonist baskının azalması hatta yok olmasıyla, hedeflediği enflasyon oranının gerçekleşeceği kanısı oluşunca, izlemekte olduğu faiz ve para politikasında değişikliğe giderek, Kasım, Aralık, Ocak ve Şubat ayları itibarıyla faiz oranında toplam 525 baz puanlık (% 5.25) indirime gitmiş olup Mart’ın 16’sında da100 baz puanlık indirime gideceği sinyallerini vermiştir. Faiz oranında yapılan ve yapılacak olan bu indirimler Türk Lirasının risk primini yükseltmiştir. Ekonomide enflasyonist baskının kalkmasıyla beraber indirilen ve indirilmesi hedeflenen faiz oranı Türk Lirası üzerinde baskı oluşturarak gerek ulusal yatırımcının gerekse yabancı yatırımcının TL kaçışlarını ve/veya çıkışlarını hızlandırmış ve hızlandırmaktadır.
Türkiye Ekonomisi cephesinden durum böyleyken, Dünya Ekonomisine baktığımızda Macaristan başta olmak üzere Doğu Avrupa Ülkelerinde Para ve Finans piyasalarda yaşanan sarsıntı ve bu sarsıntıya AB olarak çözüm bulmak yerine Almanya Başbakanı Merkel ‘in engellemesiyle her bir ülkenin kendi çözümünü yaratması gerektiği belirtilmiştir. Ve hatta söz konusu ülkelerin IMF başvurabilecekleri özellikle Almanya tarafından belirtilmiştir. Doğu Avrupa ülkelerinde (15 ülke) yaşanan bu durum karşısında Euro Dolar karşısında değer kaybına girmiş olup 1 Euro’nun Dolar paritesi 1.49’dan 1.24 düzeyine inmiştir.
Dünya Ekonomilerinde yaşanan daralma, durgunluk ve finansal çöküntüler sermayenin kendine aradığı güvenli yatırım aracı olarak Amerikan Dolarına yönelinmesine yol açmaktadır. Diğer bir deyişle yatırımcıların Dolara yönelmesi uluslararası piyasada Doların değerinde artışa yol açmaktadır. Türkiye Ekonomisinde de benzer yönelim yaşanmakta ancak yukarda da belirtildiği üzere, Türkiye Ekonomisinin içsel dinamikleri farklıdır.
TCMB’nin şimdiye kadar izlediği yüksek faiz politikası sistematik finansal krizin Türkiye Ekonomisi üzerindeki yıkıcı etkisinden korumaktaydı. Faiz ve kur politikasında yapılan bu değişim ekonomi üzerindeki koruyucu kalkanı kaldırarak ekonominin kırılganlığını artırdığı gibi yıkıcı etkilere karşı savunmasız bırakmıştır. Dolayısıyla, Türk parasal otoritesinin yani TCMB’nin, TL’nın Dolar karşısında % 40’lara varan değer kayıplarını elimine edecek bir uygulamanın (piyasaya döviz satışları) yapıp yapmayacağına, ya da yaparsa ne olur? Yapmazsa ne olur? Sorularını iyi analiz edip karar verme sürecine gelmiştir.
Amerikan Ekonomisi kaynaklı finansal krizin ekonomiler üzerindeki yıkıcı etkisi karşısında ekonomiler güvenli para olarak Dolara yönelmeleri ve Doların değer artışı içersine girmesine yol açmaktadır. Bütçe açığının 2.5 trilyon Dolar olduğu, carı açığının 1 trilyon Doları bulduğu Para ve finans piyasasında iflasların, örneğin, Citi Bank, AIG gibi, olduğu bir ekonominin parasına olan talebin olması ve bunun giderek artması yaşanmakta finansal ve parasal kaosun konumunu açıklamaktadır. Daha açıkça ifade edersek, Amerikan Ekonomisinin Dünya Ekonomilerine ihraç ettiği finansal krizi dünya ekonomilerine finanse ettirmektedir. Nasıl mı? Amerikan Dolarının ödeme ve rezerv aracı rolünü hala koruması ve hala yerine geçebilecek bir para birimin olmayışı yaşanan bu finansal kaosun ABD ekonomisi üzerindeki yıkıcı etkisinin şiddetini elimine edilmektedir.