Havva Tunç
Uzunca bir bekleyişten sonra “Süpermen Dönüyor” (Superman Returns) geçtiğimiz hafta vizyona girdi. Beş yıl aradan sonra dünyaya geri dönen Süpermen ve onu başarılı bir şekilde oynayan Brandon Routh’un gayreti ve etkileyici fiziksel görünümü seyirciyi büyülüyor. Metropolis kentinin kötü adamı rolünü oynayan Kevin Space’in (Lex Luther) karizmatik görüntüsü seyircileri birer Lex Luther hayranı yapıyor ve alışılmışın dışında seyircinin gözde oyuncusu oluveriyor. Bilindiği üzere seyirci genellikle kötü adamı sevmez.
Superman, Metropolis kentinin kahramanı, her türlü zor duruma meydan okuyan bir çelik adam, öyle ki bu çelik adama top tüfek bomba hiçbir şey etki etmiyor, hatta göz bebeğine atılan mermi bile, hem güçlü hem de yakışıklı bir karakter olarak karşımıza çıkıyor.
Superman sadece yer çekimi kanununa meydan okumakla kalmıyor başka fizik kanunları da yokmuş gibi eylemlerini gerçekleştiriyor. Superman’i bir kere bile yürürken izleyemediğimiz sürekli havada uçarken gördüğümüz bu film, uçma meraklılarına hararetle önerilir.
Ne olduğu anlaşılmayan bir arıza sonucu düşmekte olan uçağı parçalanmaktan kurtarıp başarıyla beysbol sahasına indiren kahramanımıza duyulan sevgi ve bu sevginin sıklıkla işlenmesi seyirciyi boğuyor.
Kötü adam Lex’in her türlü faaliyeti kahramanımız tarafından başarıyla önleniyor. Aşkın olmadığı bir film olur mu? Superman’in çocukluk ve gençlik aşkı olan Lois Lane’i Kate Basworth temsil ediyor. Ancak Lois Lane artık genç bir kız karakterinde değil onun yerine çocuklu bir anne rolüyle karşımıza çıkıyor.
Yapımcı filmi geleceğe taşıyabilmek için seyirciyi Lois Lane’in çocuğunun (oğlunun) aslında Superman’in oğlu olduğu gerçeği ile baş başa bırakıyor.
Hoşça vakit geçirmek için seyredilebilecek bir film.