Havva TUNC 1.07.2009
Küresel Kriz başta Amerika Birleşik Devletleri finansal piyasaları olmak üzere hem uluslararası finansal piyasaları hem de reel piyasaları etkiledi ve etkilemeye devam ediyor. Küresel krizin ilk etkileri para ve finans piyasalarında başladı daha sonra bu etki reel piyasalara yöneldi ve hala devam etmektedir. Otomotiv sektöründen ilaç sanayiye, ilaçtan elektroniğe tarıma inşaata vs tüm reel piyasalarda küresel krizin etkisi yaşanmaktadır.
Türkiye Ekonomisi banka ve finans kurumları küresel krizin sarsıcı ve yıkıcı etkisinin dışında kaldı. Türk para ve finans piyasasının yeterince derinleşmemesi küresel krizden etkilenmesini önlemiştir. Diğer bir deyişle, Para ve Finans piyasası aktörlerinin mortgage sektörü enstrümanlarına, türev piyasalarına ve türev ürünlerine yatırım yapmamaları Türk banka ve finans piyasasını küresel krizden korumuştur. Ancak Türkiye Ekonomisi reel piyasaları Küresel Krizin yıkıcı etkisinden kurtulamamıştır.
Türk finansal yatırımcının uluslararası finansal piyasalardan uzak kalması (mortgage piyasasında işlem yapmamak), Türkiye Ekonomisinin krize ve bunun sonucu olarak ekonominin daralmaya ve durgunluğa girmesini önleyememektedir. Tam tersine Türkiye ekonomisindeki krizin etkisi küresel krizi yaşayan ekonomilerden kat be kat fazla olmaktadır. Diğer bir deyişle Küresel Kriz dünya devletlerinin ekonomilerinde daralma ve durgunluk olarak etki yapmaktadır.
OECD Raporuna göre, Türkiye Ekonomisi Finansal Krizi yaşamamasına rağmen, dünya üzerinde Letonya ve Estonya’dan sonra ekonomik daralmada 3.sırada yer almıştır. Türkiye Ekonomisi 2002’den 2008’in son çeyreğine kadar geçen sürede ortalama yüzde 7lik bir ekonomik büyüme performansı içersindeyken 2009 ilk çeyreğinde bu büyüme performansı yerini yüzde 13,8’lik bir küçülmeye bırakmıştır. Daha açıkça ifade edersek, Türkiye Ekonomisi 2002’de yüzde 6,2, 2003’de yüzde 5,3, 2004’de yüzde 5,3, 2005’de yüzde 8,4, 2006’da yüzde 6,9, 2007’de yüzde 4,7, 2008 yüzde 1,1 büyümüştür. 2008 ilk üççeyreğinde sırasıyla yüzde 7,3, 2,8, 1,2 büyümüş olup son çeyrekte yüzde -6,2 daralmıştır 2009 ilk çeyreğinde de yüzde – 13,8 daralmıştır. 2009 ikinci üçüncü ve son çeyreğinde daralmanın devam edeceği tahmin edilmektedir. OECD’nin ve IMF’in Türkiye ekonomisindeki daralmanın 2009 yılı için tahmini değeri yüzde -6 dır.
İktisat kuramına göre bir ekonomi arka arkaya üççeyrekte daralma gösterirse bu ekonominin durgunluğa girmiş kabul edilir. Türkiye ekonomisi son iki çeyrek arka arkaya yüzde 6.2 ve 13.8 daralma göstermiş olup önümüzdeki dönemlerde ekonomik daralma süreceğinden Türkiye Ekonomisinin durgunluğa gireceğinden bahsedilebilinir.
Türkiye Ekonomisindeki makro ekonomik göstergelere baktığımızda örneğin, işsizliğin yüzde 16 tarımda üretim daralması, sanayide kapasite kullanım oranın yüzde 67 gibi, 2009 tamamında ve 2010 ilk iki çeyreğinde ekonominin durgunlukta olacağıdır. Türkiye ekonomisinde iyileşmenin 2010 son çeyreğinde görülebilecektir.
Türkiye Ekonomisinin durgunluktan çıkması dış dinamikler olarak belirtilen Dünya Devletlerin özellikle gelişmiş ekonomilerin, başta Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği Ülkeleri, durgunluktan çıkma hızları belirleyecektir. Buna paralel olarak Türkiye ekonomisindeki iç dinamikler olan makro ekonomik göstergelerde yaşanacak iyileşme büyümenin büyüklüğünü belirleyecektir. .