Yazılarım · 21 Mayıs 2013

“Avrupa Birliği Türkiye Arasındaki Gümrük Birliği Anlaşmasının Gerisindeki Koşulların Ekonomi Politiği”

Havva TUNÇ   21.05.2013

En il­kel top­lum­lar­da bi­le in­san­lar kıt kay­nak­la­rı, ih­ti­yaç­la­rı­nı gi­der­mek i­çin or­tak­la­şa kul­lan­mış­lar­dır. Da­ha da ö­nem­li­si da­ha faz­la mal ve hiz­me­te sa­hip o­la­bil­mek i­çin iş­bir­li­ği i­çin­de ü­re­tim yap­ma­nın ö­nem­li ve ge­rek­li ol­du­ğu­nu an­la­mış­lar­dır. İş­bir­li­ği, or­tak­la­şa kul­lan­ma ü­re­tim­de uz­man­laş­ma­yı sağ­la­mış­tır. Ü­re­tim­de uz­man­laş­ma­nın ger­çek­leş­me­siy­le tü­ke­tim i­çin da­ha faz­la mal ve hiz­met ü­re­ti­lir ve tü­ke­ti­lir. Tü­ke­tim ve ü­re­tim­de­ki bu ar­tış ya­şam stan­dar­dı­nı yük­sel­tir. Uz­man­la­şan ü­re­ti­ci ü­re­ti­min bir kıs­mı­nı ken­di tü­ke­ti­mi i­çin kul­la­nır ve tü­ke­ti­min­den ge­ri­ye ka­la­nı­nı di­ğer mal ve hiz­met ü­re­ti­min­de uz­man­la­şan ü­re­ti­ci­le­rin ü­ret­tik­le­ri mal ve hiz­met­ler­le ta­kas e­der. Uz­man­laş­ma so­nu­cu ü­re­ti­ci­ler a­ra­sın­da ger­çek­le­şen bu mal ve hiz­met de­ği­şi­mi (ta­kas) ti­ca­ret ni­te­li­ğin­de­dir. Ya­pı­lan ti­ca­ret ma­lın mal­la de­ği­şi­mi şek­lin­de ol­du­ğun­dan i­çin­de bu­lu­nan e­ko­no­mik du­ru­ma “ta­kas e­ko­no­mi­si” ya da “mü­ba­de­le e­ko­no­mi­si” denir.Ve ge­çer­li olan ekonomik ko­şul­lar­a göre ü­re­tim bi­çi­mi de­ği­şi­me uğ­rar. Di­ğer bir de­yiş­le ü­re­tim ge­çim­lik ekonomiden piyasa ekonomisi odaklı  olur.

Ay­nı ül­ke­de ya­şa­yan in­san­lar a­ra­sın­da ger­çek­le­şen mal ve hiz­met de­ği­şi­mi u­lu­sal ti­ca­ret o­la­rak ad­lan­dı­rı­lır. Fark­lı ül­ke­ler­de ya­şa­yan in­san­lar a­ra­sın­da ger­çek­le­şen mal ve hiz­met de­ği­şi­mi­ne de “u­lus­la­ra­ra­sı ti­ca­ret” a­dı ve­ri­lir.

Ül­ke­ler tek baş­la­rı­na ve­rim­li o­la­maz­lar. Her ül­ke­nin uz­man­laş­ma po­tan­si­ye­li o­lan mal ve hiz­met­le­ri var­dır ve farklıdır. Di­ğer bir de­yiş­le, her bir ül­ke­nin ge­rek sa­hip ol­du­ğu kay­nak­la­rı, ge­rek­se tek­no­lo­jik düzeyi ba­zı mal ve hiz­met­le­ri ü­ret­me­de, di­ğer ül­ke­le­re gö­re da­ha a­van­taj­lıdır. Ya­ni söz konusu mal ve hiz­met­le­rin ü­re­ti­min­de ge­rek ma­li­yet, ge­rek­se ve­rim­li­lik a­çı­sın­dan da­ha a­van­taj­lı o­la­bi­lir. Her ül­ke uz­man­laş­ma­ya ko­nu olan mal ve hiz­me­ti ü­ret­mek­ten do­la­yı el­de et­ti­ği ü­re­tim faz­la­lık­la­rı­nı di­ğer ül­ke­le­rin uz­man­laş­tık­la­rı mal­la­rın ü­re­tim faz­la­lık­la­rıy­la de­ğiş­ti­rir. Uz­man­laş­ma so­nu­cu ül­ke­le­rin mev­cut ü­re­tim faz­la­lık­la­rı ma­lı ü­re­ten ül­ke­nin ih­ra­ca­tı­ di­ğer ül­ke­nin i­se it­ha­la­tı demektir.

Uz­man­laş­ma­nın ol­ma­dı­ğı du­ru­ma gö­re, ül­ke­le­rin uz­man­laş­ma­sı on­la­rın da­ha faz­la ve çeşitli mal ve hiz­met tü­ke­tim­le­ri­ ya­nı sı­ra re­fah  ve  yaşam se­vi­ye­le­rin­de ar­tıştır.

U­lus­la­ra­ra­sı ti­ca­ret yüz­yıl­lar­dır dün­ya dev­let­le­rin­ce ko­ta­lar­la, ver­gi­ler­le, tah­dit­ler­le, ta­ri­fe­ler­le sı­nır­lan­dı­rıl­ma­ya ve kon­trol e­dil­me­ye ça­lı­şıl­mak­ta­dır. Bu du­ru­m dün­ya re­fa­hı­nı ve zen­gin­li­ği­ni ve de ü­re­timde ve­rim­li­li­ği a­zalt­tı­ğıdır. Bu­na kar­şın, dün­ya ti­ca­re­ti­nin li­be­re e­dil­me­si i­le dün­ya dev­let­le­ri­nin ve u­lus­la­rın ti­ca­ret­ten el­de e­de­ce­ği ka­zanç­la­rın ar­ta­ca­ğı ve/ve­ya artmakta olduğudur.

U­lus­la­ra­ra­sı ti­ca­re­tin li­be­ri­zas­yo­nu ko­nu­sun­da i­ki fark­lı yak­la­şım var­dır: Bun­lar­dan bi­rin­ci­si “U­lus­la­ra­ra­sı Yak­la­şım”, i­kin­ci­si “Böl­ge­sel Yak­la­şım”dır. U­lus­la­ra­ra­sı yak­la­şı­mın a­ma­cı, dün­ya ti­ca­re­ti­ni li­be­re et­mek­tir. Dün­ya ti­ca­re­ti­nin li­be­ras­yo­nu sağlayan u­lus­la­ra­ra­sı ku­ru­luş olan GATT’ın(Gümrük Tarifeleri Ve Ticaret Anlaşması) te­mel a­ma­cı u­lus­la­ra­ra­sı ti­ca­ret­te uy­gu­la­nan her tür­lü tah­dit ve sı­nır­la­ma­la­rın kalk­ma­sı, u­lus­la­ra­ra­sı ti­ca­ret­te serbestleştirilmesi i­çin ya­pıl­ma­sı ge­re­ken­le­rin tek tek be­lir­tilen bir an­laş­ma o­lup, ya­pı­sı i­ti­ba­riy­le em­re­di­ci değil ö­ne­ri­ci-yol gösterici ni­te­lik­te­dir. Neo- liberal politikaların uygulanmasıyla beraber GATT’ın ye­ri­ni daha geniş fonksiyonlarla donatılmış Dünya Ticaret Örgütü(W­TO) al­mış­tır.

Uluslararası ticaretin serbestleştirilmesinde ül­ke­le­rin ken­di a­ra­la­rın­da ya­pa­cak­la­rı dü­zen­le­me­ler­le ti­ca­re­te ge­ti­ri­len ku­ral­la­rı sa­vu­nan dü­şün­ce­ “böl­ge­sel yak­la­şımı” tem­sil et­mek­te­dir. Av­ru­pa Bir­li­ği böl­ge­sel yak­la­şı­ma ör­nek olarak ve­ri­le­bi­lir. Di­ğer bir de­yiş­le Av­ru­pa Bir­li­ği’ne ü­ye ül­ke­le­rin ken­di a­ra­la­rın­da yap­tık­la­rı dü­zen­le­me­ler­le bir­lik i­çin­de ti­ca­ret­te ser­best­li­ğin ger­çek­leş­me­si­ne kar­şı­lık bir­lik dı­şın­da­ki ül­ke­le­re kar­şı (bir­li­ğe ü­ye ol­ma­yan ül­ke­ler) ko­yu­lan tah­dit­ler, ver­gi­ler, sı­nır­la­ma­lar gibi. Ke­za A­me­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri’nin Ka­na­da i­le a­ra­sın­da ya­pı­lan ser­best ti­ca­ret an­laş­ma­sı da böl­ge­sel yak­la­şı­ma ve­ri­le­cek baş­ka bir ör­nek­tir. Örnekleri çoğaltmak olasıdır.

Diğer taraftan ,ül­ke­ler u­lus­la­ra­ra­sı ti­ca­re­te ka­tıl­mak­tan do­la­yı el­de e­de­cek­le­ri fay­da­yı op­ti­mi­ze e­de­cek ba­zı dü­zen­le­me­ler ya­par­lar. Tarifeler ve kotalar u­lus­la­ra­ra­sı ti­ca­re­te koy­duk­la­rı kı­sıt­la­ma­lar ve dü­zen­le­me­lerin başında gelir.

Dünya ticaretinin serbestleşmesinde Lip­sey’in kuramsal babalığını yaptığı Güm­rük Bir­lik­le­ri Kuramı­ oldukça önemli ve etkilidir. Gümrük Birlikleri Kuramı her­han­gi bir ül­ke­nin ta­ri­fe sis­te­mi­nin mal­lar a­ra­sın­da ve/ve­ya ül­ke­ler a­ra­sın­da fark­lı­lık­lar gös­ter­me­si o­la­rak ta­nım­landığı gibi bir­lik i­çin­de­ki ül­ke­le­rin bir­lik dı­şın­da­ki ül­ke­le­re kar­şı ortak bir ta­ri­fe du­va­rı tes­pit et­me­le­ri denilmektedir. Keza, Güm­rük Bir­lik­le­ri Kuramı, ti­ca­ret en­gel­le­rin­de­ki de­ğiş­me­le­ri böl­ge­sel ay­rı­mın et­ki­le­ri o­la­rak be­lir­ti­len ta­ri­fe te­o­ri­si­nin bir da­lı o­la­rak da ta­nım­la­nmaktadır.

Güm­rük Birliklerinde ko­ru­ma ve ser­best ti­ca­ret bir­lik­te­dir. Bu du­rum güm­rük bir­lik­le­ri te­o­ri­si­nin a­çık­lan­ma­sı­nı zor­laş­tır­mak­ta­dır. Ge­nel den­ge ko­şul­la­rı göz ö­nü­ne a­lın­dı­ğı za­man ta­ri­fe te­o­ri­si ol­duk­ça kar­ma­şık bir ya­pı arz e­der. Du­rum böy­le o­lun­ca, güm­rük bir­lik­le­ri te­o­ri­si­nin da­ha da kar­ma­şık bir ya­pı­da ol­du­ğu­nu söy­le­ye­bi­li­riz.

Güm­rük Bir­lik­le­ri Te­o­ri­si ni­te­lik o­la­rak ol­duk­ça sez­gi­sel o­lup, te­o­ri­nin so­nuç­la­rı var­sa­yım bi­çim­le­rin­den kay­nak­la­nır: "… Bu var­sa­yım­lar ge­çer­liy­se, güm­rük bir­lik­le­ri re­fa­hı ar­tı­ra­cak­tır" gi­bi. Te­o­ri­nin a­çık­la­ma­sı o­nun et­ki­le­ri i­le iç i­çe­dir. Ya­ni, güm­rük bir­lik­le­ri te­o­ri­si­ni a­çık­lar­ken, ay­nı za­man­da o­nun ge­rek bir­lik e­ko­no­mi­le­ri ge­rek­se bir­lik dı­şı e­ko­no­mi­ler ü­ze­rin­de­ki et­ki­le­ri a­çık­lan­mak­ta­dır. Di­ğer bir de­yiş­le, güm­rük bir­lik­le­ri te­o­ri­si, te­mel­de, güm­rük bir­li­ği­nin et­ki­le­ri i­le sı­nır­lı­dır. Ke­za, te­o­ri, e­ko­no­mi­le­rin e­ko­no­mik fa­a­li­yet se­vi­ye­si, ö­de­me­ler den­ge­si ve/ve­ya fa­iz o­ran­la­rı ü­ze­rin­de­ki et­ki­le­rin­den çok güm­rük bir­lik­le­ri­nin et­ki­le­ri i­le sı­nır­lı­dır. Güm­rük Bir­lik­le­ri Te­o­ri­si’nin ko­nu­larını özetlersek: 1. Ti­ca­ret­ten do­ğan ka­zanç­lar i­çin kla­sik bir gö­rüş o­lan "Mu­ka­ye­se­li A­van­taj­lar Te­o­ri­si"­ne gö­re üre­tim­de uz­man­laş­mayı 2.Ti­ca­ret ko­şul­la­rın­da­ki de­ğiş­me­yi, 3.Dış re­ka­bet­ten do­la­yı ve­rim­li­lik­te­ki de­ğiş­me­yi 4.Öl­çek e­ko­no­mi­le­ri­ni 5.E­ko­no­mi­nin bü­yü­me o­ra­nın­da­ki de­ğiş­me­dir.

Güm­rük Bir­lik­le­ri Te­o­ri­si, yu­ka­rı­da be­lir­til­di­ği ü­ze­re "Mukayeseli Avantajlar Teorisi"ne gö­re ü­re­tim­de ih­ti­sas­laş­ma­yı a­raş­tı­rır. Güm­rük Bir­lik­le­ri Te­o­ri­sinin öl­çek e­ko­no­mi­ler­le ta­nışma­sı 1980’li yıl­lar­da ol­muş o­lup, öl­çek e­ko­no­mi­le­ri i­le güm­rük bir­lik­le­ri te­o­ri­si kom­bi­ne e­dil­me­ye ça­lı­şıl­mak­ta­dır. Güm­rük Bir­lik­le­ri Te­o­ri­si’nde ti­ca­ret ko­şul­la­rın­da­ki de­ğiş­me­den zi­ya­de, ti­ca­ret­te ya­ra­tı­lan et­ki, re­fah a­çı­sın­dan in­ce­len­mek­te­dir. Ge­nel­lik­le ve­rim­li­lik ve bü­yü­me güm­rük bir­lik­le­ri kuramının in­ce­le­me a­la­nı dı­şın­da bı­ra­kıl­mak­ta­dır.

Güm­rük Bir­lik­le­ri hakkında ya­pı­lan ça­lış­ma­la­rda ti­ca­ret ya­rat­ma ve ti­ca­ret sap­masının, bir­lik i­çi ve bir­lik dı­şı bağlamında,  re­fah ü­ze­rin­de­ki et­ki­le­ri incelenmekte olup aynı zamanda AB gibi gümrük birliği oluşumlarının değerlendirilmesinde temel alınan kriterdir .

Güm­rük bir­lik­le­ri i­le il­gi­li ge­nel ka­nı, re­fah ar­tı­şı sağ­la­ma­sı ko­nu­sun­da­dır. Di­ğer bir de­yiş­le, bir­lik i­çi ser­best ti­ca­re­tin dün­ya re­fa­hı­nı mak­si­mi­ze e­de­ce­ği­dir. Güm­rük bir­li­ği­nin o­lu­şu­mu i­le bir­lik i­çin­de ta­ri­fe­ler kal­dı­rıl­mak­ta ve do­la­yı­sıy­la ser­best ti­ca­re­te doğ­ru bir ha­re­ket baş­la­mak­ta­dır. Ser­best ti­ca­ret ne­ti­ce­sin­de dün­ya re­fa­hın­da i­yi­leş­me sağ­lanacağı ve bir­lik dı­şı­na kar­şı uy­gu­la­nan or­tak ta­ri­fe­lerin bir­lik ül­ke­le­ri arasındaki ti­ca­ret hac­mi­nin artacağıdır.

Gümrük Birliği oluştuğu zamana genelde birlik sonrasında tüketilen ve üretilen mal ve demetleri birlik öncesinden farklı olur.Birliğin oluşmasıyla birliğe üye ülkeler arasında  kaldırılan tarife her türlü kısıtlayıcı önlemler birlik içinde serbest ticareti doğurur.Birlik dışındaki ülkelere karşı ortak bir vergi ve/veya tarife sistemi uygulanır.Dolayısıyla gümrük birliklerinde serbest ticaret ve koruma iç içedir. Kısacası gümrük birlikleri ortak dış tarifelerin mevcudiyeti altında birlik içi serbest ticareti kapsar. 

AB ile Türkiye birlikteliği 1963 kurucu anlaşması olan Ankara Anlaşmasıyla başlamıştır. Daha sonra hem kurucu anlaşma hem de 1974 katma protokole göre taraflar arasında Gümrük Birlikleri düzenlemesiyle AB-Türkiye arasında serbest ticareti sağlayan gümrük birliği anlaşması yapılmıştır. Ve 2000 yıllara gelindiğinde her iki tarafa arasında hemen hemen her üründe ticarete vergi ve sınırlamalar kalkmıştır. Bu düzenlemenin tarafların refah ve  kalkınmalarına katkıda bulunduğu sektörler itibarıyla kanıtlanmıştır. Türk otomotiv sektöründeki değişim buna güzel bir örnektir. Ancak AB tarafı birliğe üye olmayan 3. ülkelerle yaptığı ve/veya yapacağı Serbest Ticaret Anlaşmalarında(STA) Türkiye’yi anlaşma dışında bırakmaktadır. Ve bu uygulamadan dolayı Türkiye pazar ve  refah kaybına uğramaktadır.Yukarıda verilen kuramsal açıklamadan da anlaşılacağı üzere AB uygulaması doğru olmamakla beraber anlaşma metnine aykırıdır.

AB 3.ülkelerle Lome STA ,2007’de Güney Kore’yle STA imzalamış ve Türkiye bu STA dışında bırakılmıştır. Ve dışında kaldığından dolayı pazar ve refah kaybına uğramıştır. AB, 2014 yılında ABD ile STA yapma hazırlıklarına başlamış olup Türkiye’nin STA dışında bırakılacağı açıklanmıştır.Türkiye AB üye bir ülke olmasına rağmen uğradığı pazara ve refah kayıplarını 3.ülkelerle yaptığı ikili STA ile minimize etmeye çalışmaktadır. Güney Kore’yle  yapılan 1 mayıs 2013 uygulamasına başlanan STA örnek olarak verilebilinir.

 

Burada önemli olan,Türk tarafının ikili ilişkilerle sorununa çözüm bulması değildir, elbette bu tür çözümler zararlarını telafi edilmesi açısından önemlidir.Ancak, dikkat edilmesi gereken AB tarafının yanlışından dönmesini sağlayacak yaptırımlarla karşı karşıya kalmasını sağlayacak şekilde uluslararası platformda Türkiye’nin Gümrük Birlikleri Anlaşmasından dolayısıyla STA yer almamasından dolayı yapılmakta olan yanlışlığın düzeltilmesidir. Aslında,Türk tarafına, Avrupa Birliğine  tam üye olmadığı için Serbest Ticaret Anlaşmalarında taraf olarak yer alamayacağı, komisyon nezdinde söylenmesi AB’nin her zaman yaptığı taktiklerinden sadece biridir. Amaç AB-Türkiye arasındaki  ilişkinin daha sağlıklı ve doğru bir zeminde ilerlemesini sağlamak olmalıdır.