Havva TUNÇ 9.01.2013
Nedim Gürsel’in Fransızca yayınlanan romanlarından birinin ismi “Türkiye Yaşlı Avrupa’ya Genç Damat”,çok hoşuma gitti gitmesine de,Türkiye’nin AB’ye damat olmayı 50 yıldır beklediği gerçeğini hatırlayınca,damadın ne damatlığı ne de damat heyecanı ve naifliği kalır.
Türkiye ister bekleme odasında damat ister gelinlik kız olsun hiç farketmez. Önemli olan ne damat beyin ne de gelin kızın heyecanı yok olmasın. Gerçek olan şu dur ki,Türkiye gelinlik kızken, Avrupa Birliğinin altı üyesi vardı, bugünkü üye sayısı 28 ulaşmıştır. Yani, 22 ülke AB’ye gelin olarak gitmiş ama Türkiye bir türlü gelin olamamış hala bekleme odasında bekliyor.
Demokrasinin, insan haklarının, katılımcı demokrasinin vs Türkiye’de yerleşip kurumsallaşabilmesinin olmazsa olmazı Türkiye’nin Avrupa Birliğine tam üyeliğinden geçmektedir. Zira 21.yüzyılın,küresel anlamda, artan muhafazakarlığından Türkiye nasibini aldı.Diğer bir deyişle, Türkiye’nin siyasi yapısındaki iktidar geleneğiyle demokrasinin, katılımcı demokrasinin, liberalleşmenin kurumsallaşıp kökleşebilmesi sadece temenni olarak kalacak gibi gözükmektedir. Yani, istekler sadece istek olarak yazılarda ve zihinlerde “legendary” olarak kalacaktır.
Bugün AB dönem başkanlığı altı aylığına Yunanistan’a geçmiş bulunmaktadır.Yunanistan AB’ye tam üye olmanın keyfini çıkarmaktadır. Bende tam üyeliğin keyfini çıkaracağım günü dört gözle beklemekteyim.Beklentilerin gerçekleşebilmesi için AB’ye tam üyelik konusunda toplumun bilinçlendirilmesi ve bilgilendirilmesi ve de açılmayan müzakere başlıklarının açılmasında kararlı olmak Türk tarafının olmazsa olmazları olması gerekmektedir.
Türkiye’nin dönem başkanılığının ve tam üyeliğinin gerçekleşmiş olacağı günlerin çok uzaklarda olmamasını umut ve hayal ediyorum.