Ekonomide genel fiyat düzeyinde yaşanan artış manşet enflasyon olarak adlandırılmaktadır. Gıda fiyatlarında değişimin artış yönünde olmasının manşet enflasyon üzerinde doğrudan ve dolaylı etkileri vardır. Hane hakların gelirlerinin büyük bir kısmını gıdaya harcamaları, gıda fiyatları ile manşet enflasyon arasındaki etkileşim kaçınılmaz olup gıda fiyatlarındaki artışların sosyo-ekonomik etkileri de oldukça önemlidir.
Küresel piyasalar ile ulusal piyasa, manşet enflasyonla gıda fiyatları karşılıklı etkileşimleri itibarıyla ayrışmaktadır. Gelişmekte olan ekonomilerde gıda fiyatları ile manşet enflasyonu etkileşimi yüksek iken gelişmiş ekonomilerde bu etkileşim yok denecek kadar azdır, hissedilmez. Grafik 1’ göre küresel piyasalarda manşet enflasyon düşüş trendinde olmadığı halde gıda fiyatları son 36 ayın en düşük seviyesinde olduğu görülmektedir. Buna karşılık grafik 2’e göre, Türk gıda fiyatlarındaki artış manşet enflasyona eşlik etmektedir.
Gerek küresel tarım piyasalarında gerekse Türk tarım piyasasında yaşanan fiyat hareketlerinin nedenlerinin başında izlenmekte olan tarım politikalarının enflasyon üzerindeki etkileri yanı sıra küresel ısınmanın yol açtığı iklim değişikliği, kötü hasat beklentisi gibi çevresel faktörler gelmektedir. Küresel piyasalardan farklı olarak Türk gıda fiyatlarında yaşanan yüksek hareketliliğin nedeni ulusal paranın devre dışı kalıp yabancı paranın(doların) onun yerine geçmesidir. ABD dolarının, fiyatlama mekanizmasında TL’nin yerini alması ve arz talep dengesinin bozulmasıyla döviz kurunda ortaya çıkan ani ve sürekli değişimin fiyatlar genel seviyesinde yol açtığı yukarı veya aşağı yönlü hareket fiyat istikrarını bozmaktadır.
Diğer taraftan iktisadi aktörler piyasada oluşan istikrarsız fiyat seviyesini denge fiyat olarak kabul etmesiyle dengesizliğin denge hali gerçekleşmiş olmaktadır. Daha açıkça ifade edilirse, serbest piyasa ekonomisi koşullarında malın fiyatını piyasa içi dinamikler değil de döviz kuru gibi başka dinamikler belirlerse fiyatlama yapısı bozulur. Bozulan fiyatlama yapısı fiyatlar genel seviyesinde artışa yol açar ve bu artış giderek hızlanır ve de üstesinden gelinmezse, bozulma daha da hızlanabilir.
Ulusal paranın yabancı para karşısındaki değer kaybının fiyatlarda yarattığı artış ve bunun sürekliliği piyasada fiyatlama yapısının bozulmasına neden olmaktadır. Malın bozulan fiyatlama yapısının düzelmesi ancak ve ancak kurda istikrarın sağlanmasıyla olasıdır. Zira bozulan fiyatlama yapısıyla oluşan fiyatlar genel seviyesindeki istikrarsızlık, piyasa içi dinamikler tarafından düzeltilemeyeceğinden piyasa bunu doğru fiyat kabul eder. Diğer bir anlamıyla piyasanın, dengesizliği denge kabul etmesiyle, yanlış fiyatlama doğru fiyat olur. Asıl sorun da bundan sonra başlar.
Para ve finans piyasası aktörleri dengesizliği denge kabul ederek geleceği buna göre yapılandırdığında dengeye gelme imkânsızlaşmaktadır. Bazen dengeye gelmek yıllarca sürmektedir. Dengeye kısa sürede gelinebilmesi ancak ve ancak yapılan hataların tekrar edilmemesi ile olasıdır. Zira yanlış fiyatlama kronik bir hal alırsa doğru fiyatı bulmak bazen zor bazen de imkânsız olmaktadır. Bunun yanı sıra bir yandan kur geçişkenliği diğer yandan ulusal paranın yerine yabancı paranın tasarruf, ödeme ve değer ölçüsü olarak kullanılması yani ulusal para yerine Amerikan dolarının değer aracı olması ve bunun bir davranış biçimi olarak piyasaya yerleşmesiyle ekonomide her türlü mal ve hizmetin fiyatlama yapısı bozulur.
Grafik:1 FAO Gıda Fiyat Endeksi
Kaynak:fao.org
Grafik:2 Gıda Fiyat Artışları ve Gıda Fiyat Endeksi
Kaynak: tuik.gov.tr
Diğer taraftan, serbest piyasa ekonomisinin geçerli olduğu ekonomilerde kur şokunun fiyatlar üzerinde yansıması anlık olmayıp gecikmeli olur. Genel ekonomi bağlamında piyasa ilk aşamada kurdaki değişimin ne olduğunu anlamaya çalışır ve o esnada onu yok sayar. Ancak kurdaki değişimin süreklilik arz ettiğini algıladığı ve oynaklığın sürekliliği konusunda şüpheleri ortadan kalkınca temkinli bir biçimde kurdaki değer kaybın fiyatlar üzerindeki etkisi önce tüketici fiyatlarında görülür. Ne zamanki mal stokları tükenmeye yerine yenisini koymaya başlanacağı zaman üretici fiyatlarında fiyat artışı görülür ancak bunun tüketici fiyatlarına sirayet edebilmesi piyasa talebiyle doğrudan ilintilidir. Talep yetersiz ise bir süre daha eski fiyatlar geçerli olur ama sonsuza kadar bu durum sürmeyeceğinden, sonunda fiyat artışı piyasa fiyatlarına yansır.
Grafik 1’e göre 2015 yılı dünya gıda fiyatları son üç yılın en düşük düzeyinde olup 2021 yılı ise dünya gıda fiyatlarının artış seyrine girdiği bir dönem olmakla beraber 2023’e gelindiğinde fiyatların düştüğü görülmektedir. Küresel piyasalar, gıda fiyat artışını dönemsel olarak yaşamıştır. Buna karşılık Grafik 2’göre Türk gıda fiyatları 2013’den beri artış trendine girmiş olup bu artış hala sürmektedir.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), gıda ürünlerinin uluslararası fiyatlarındaki aylık değişiklikleri izleyen FAO gıda fiyat endeksinin 2023’de 2022’deki seviyesinin yaklaşık yüzde 10 altında gerçekleşmiştir. 2022’de fiyatlar, 2021 seviyesine göre %12 artış göstermişken 2024’de düşüş devam etmektedir. Buna karşılık Türk gıda ürünlerinin fiyatları 2021, 2022 ve 2023’de artmış olup 2024 bu artış sürmektedir.
Tarımsal girdi fiyat endeksi itibarıyla Türk tarımı, 2023 Kasım ayında bir önceki aya göre % 1,44’lük artış sergilenirken Aralık ayındaki artış % 2,62. Bunun yanı sıra Türk tarımsal girdi fiyat endeksi (Tarım-GFE) yıllık olarak 2023’de %41,43 ve on iki aylık ortalamalara göre değişim %43,69 olmuştur. Tarımsal girdilerde fiyat artışının anlamı, üretim olsun olmasın fiyatlar daha da artacak demektir. Gıda fiyatları bahara yani Mart ayı itibarıyla daha da artacak olması manşet enflasyon artışının, sürekli olacağıdır.
Grafik:3 Dünya Gıda Fiyat Endeksi Ve Türkiye Gıda Fiyat Endeksi
Kaynak: tuik.gov.tr
Grafik 3’de ulusal (Türk tarımı) ile uluslararası piyasalar arasındaki gıda fiyat farklılığını göstermektedir. Örneğin gelişmiş ekonomilerde gıda fiyatları son üç yılın en düşük seviyesindeyken Türkiye ekonomisinde gıda fiyatları artmaktadır.
Türk tarımında gıda fiyatlardaki artışın manşet enflasyon üzerindeki baskısını azaltmak için izlenen ve/veya izlenmekte olan ithalat politikası, gıda fiyatlarındaki artışı dönemsel olarak önlemekte ancak bir sonraki dönemde fiyat artışının daha şiddetli olmasına yol açmaktadır. Türk tarımda ithalat bir çözüm olmayıp tarımsal piyasalarda haksız rekabete yol açmaktadır.
Diğer taraftan gıda harcamalarının tüketim endeksinde payının yüksek olması ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde orta gelir düzeyinde kişilerin harcamalarının büyük bir kısmını gıdaya ayırması gıda fiyat artışları manşet enflasyon üzerinde baskı oluşturmaktadır.
Türkiye ekonomisinde hem Türk insanının gelir düzeyinin -asgari ücret ve fert başına düşen gelir (FBDY) bağlamında- düşük olması hem de toplam tüketim harcamaları içinde gıdanın payının yüksek oluşu nedeniyle gıda fiyatlarındaki artış manşet enflasyon üzerinde artış yönünde etki yapmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, gıda ve alkolsüz içeceklerin tüketici fiyat endeksindeki ağırlığı, enflasyon hesaplamalarında önemli bir paya sahiptir. Dolayısıyla, gıda fiyatlarındaki herhangi bir artış doğrudan tüketici fiyat endeksini (manşet enflasyonu) yükseltmektedir.
Türkiye’de gıda fiyatlarındaki artışın temel nedenleri arasında tarımsal üretimdeki dalgalanmalar, iklim değişiklikleri, yurt içi talebin yanı sıra uluslararası gıda fiyatlarındaki değişimler ve döviz kuru hareketleri sayılabilir. Özellikle Türkiye gibi gıda ve tarım ürünleri ithalatına bağımlılığı yüksek olan ülkelerde, döviz kurlarındaki değişiklikler gıda fiyatlarını doğrudan etkileyebilmekte ve bu durum manşet enflasyona yansımaktadır.
Diğer taraftan gıda fiyatlarındaki artışların beklentiler üzerinde etkili olduğundan manşet enflasyonun yükselmesine neden olmaktadır. Bunun yanı sıra harcamalar içinde gıdanın payının yüksekliği talep yönlü baskı oluşturarak fiyatların daha da yükselmesine neden olmaktadır.
Sonuç olarak, Türkiye’de gıda fiyatları izlenen tarım politikaları, arz-talep dengesizlikleri yanı sıra ithalat politikaları ve küresel gıda fiyatlarındaki dalgalanmalardan etkilenmektedir. Özellikle tarımsal üretimde yaşanan dalgalanmalar ve iklim değişikliklerine bağlı olarak kötü hasat dönemleri, gıda arzında daralmalara dolayısıyla fiyat artışlarına yol açmaktadır. Ayrıca, enerji gibi girdi maliyetlerindeki artışlar da gıda fiyatları üzerinde yukarı yönlü bir baskı oluşturmaktadır. Bütün bunların yanı sıra, gıda fiyatlarındaki artışların Türkiye ekonomisinde manşet enflasyon üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Diğer bir deyişle hane halkı, gelirinin büyük bir kısmını gıda maddelerine ayırması ve gıda fiyatların tüketici fiyat endeksi üzerindeki ağırlığının yüksek olması nedeniyle gıda fiyatları manşeti etkileyebilmektedir.
Manşet enflasyonu düşürmek, gıda fiyat artışlarını kontrol altına almak için tarım politikalarının gözden geçirilmesi yanı sıra tarımsal üretimde arz-talep dengesinin sağlanması gerekli olup yeterli değildir. Yeterlilik koşulu fiyat istikrarının sağlanmasında ulusal paranın asli görevine dönmesini sağlayacak fiyat istikrarını gerçekleştirecek, kur ve kambiyo politikalarında kararlılık ve sürdürülebilirlik gerekmektedir.