Havva TUNC 19.03.2008
Temmuz 2007 Amerikan Ekonomisi Mortgage Sektöründe başlayan ve Mortgage Subprime Crise olarak isimlendirilen krizin etkileri Dünya Ekonomilerin para ve finans piyasalarını kapsamına almış olup etki artik bir küresel finansal krize doğru gitmektedir. Diğer bir deyişle yaşanmakta olan bu kriz Dünya Ekonomilerinin 1929 bunalımdan beri yaşadıkları en kapsamlı ve en şiddetlisidir.
Morgage Subprime krizin 16 Mart 2008 itibarıyla piyasalardaki yansıması bankaların ve finansal yatırım şirketlerin piyasadaki etkinliklerin azalması ve bunun sonucu olarak likidite yetersizliği. Daha açıkça ifade dersek;
1.Mortgage sektöründe yaratılan fonları sigorta eden Ambac gibi sigorta tahvil şirketlerin iflası (CDO),
2.Sektörün kredilendirilmesinde ve sektörün fon yaratmasında temel aktör olan banka ve yatırım şirketleri sermaye yeterlilik rasyolarının düşüklüğü, öz sermaye borçluluk oranları negatif değerde olması daha da önemlisi sermaye yapısının zayıflanması yani kuruluşların fiyatlanamaması sonucu yaşanan değer kayıpları,
3. FED’in desteğiyle bu kuruluşların fonlanması yanı sıra FED’in izlemekte olduğu gösterge faiz ile iskonto faiz oranında yaptığı indirimleri ve uygulanmakta olan mali politikalar vs, küresel para ve finans piyasalarında yaşanmakta olan krizi ve bu krizin derinleşmekte olduğunu ve de krizin parasal büyüklüğünü açıklamaktadır.
Amerikan Mortgage sektöründe hane halklarına verilen ev kredilerin geri dönmemesiyle başlayan şimdilik Amerika’daki banka ve yatırım şirketlerin iflaslarıyla genişleyen yakın bir gelecekte Avrupa ve Asya’daki banka ve yatırım şirketlerini kapsamı alanına alacağı tahmin edilmektedir ve bu kriz 1929 bunalımından sonra yaşanmakta olan en büyük kriz olarak nitelendirilmektedir.
Mevcut durumun büyüklüğünü basit bir örnekle açıklarsak; hane halkına verilen konut kredisinin 1 dolar olduğunu ve bu verilen 1 dolarlık kredi karşılığında yaratılan fonun çarpan katsayısının 1000 olduğunu varsayarsak, yaratılan fonun hisse senetleri piyasasında yarattığı etkinin büyüklüğü daha iyi anlaşılır. Bu yaratılan değerin Temmuz 2007’de fiyatlanamamıştır (sıfır değer). Sektörü kredilendiren ve kredi veren kurumların ödeme yetersizliği içindedirler. Verilen ev kredilerini dayanılarak çıkarılan hisse senetlerini sigortalayan Ambac ve AIG gibi tahvil sigorta şirketlerin (CDO) iflas etmişler veya ödeme yetersizliği içine girmişlerdir. Ve de piyasada yer alan banka ve finansal yatırım kuruluşların kredi bulmakta sıkıntı çekmeleri daha doğrusu bulamamışlardır. Verilen kredilerin alacaklıları tarafında geri ödenmesinin istenmesidir. Bütün bunlar iç içe geçmiş iki sorunun varlığına temel teşkil etmektedir. Birincisi hane halkların aldıkları kredileri ödememesinden doğan nakit likidite sıkıntısı, ikincisi ise kredi almak isteyenlerin kredi bulamamaları yani, iskonto faiz oranlarında indirimlere yapılmasına rağmen ve borç verenlerin alacaklılarını sıkıştırıp alacaklarını tahsil etmek istemeleri ile doğan kredi likidite sıkıntısı.
Para ve Finans piyasalarında yaşanan bu sorunlara kısacası finansal krize çözüm bulmak amacıyla FED piyasalara müdahale etmektedir. FED gösterge faiz oranlarında ve iskonto faiz oranlarında büyük indirimlere gitti ve buna devam etmektedir. Bunun yanı sıra 168 milyar dolar canlandırma paketi hazırlandı. GSMH’nın % 1’lik kısmını oluşturan 152 milyar dolarlık kısmı 2008 yılı içinde dağıtılacaktır. Geriye kalan 16 milyar dolarlık kısmı 2009 dağıtılarak, hane halkların harcamalarını artırmak amaçlanmıştır. Bu paket içinde yaklaşık 128 milyon hane halkına 400 dolara yakın vergi iadesi yapılacaktır. Ayrıca işletmeler vergi iadelerinden yaralanma gibi maliye politikalarıyla piyasalarda canlanma planlanmış ve uygulamaya konulmuştur. Amaç harcama eğilimini artırarak krizin şiddetini hafifletmektir. Ancak kriz dönemlerde bireylerin tüketim eğilimleri artırmanın kolay olmadığıdır. Bireyler harcamaya karşı direnç göstermektedirler. En son olarak FED, piyasaya 1 Trilyon dolar para arzında bulunacağı para arzı zor durumdaki banka ve yatırım şirketlerin kurtarılmasında kullanılacaktır. Ayrıca elinde mortgage hisse senetleri bulunanların(özel ve tüzel kişilerin) mortgage hisse senetlerini devlet tahvili ile değiştirileceğidir.
FED büyük yatırırım bankası olan Bear Stearns’ü JP Morgan’un satın alması için 30 milyar dolar verdi. Yani bir kurtarma operasyonu. JP Morgan bir hissesinin değeri 200 dolar olan Bear Staerns hissesini 2 dolara satın alınmasıyla piyasalar alarma geçti.Yani JP Morgan Bear almaktan dolayı hisse başına 198 dolar kazanç elde etmiştir. Önemli olan bu kazancın keyfini çıkarıp çıkaramayacağıdır. Ve bu olayın gerçekleştiği 17 Mart 2008’de Dünya Borsalarında görülmemiş düşüşler yaşandı. Euronun dolar paritesi 1.59 ile zirve yaptı. Petrolün birim fiyatı 114 dolara çıktı. Doların Japon yeni karşılığı 98 lere kadar düştü. Piyasalardaki egemen düşünce”FED bu tür banka kurtarmalar yapıyorsa Amerikan piyasalarında yaşanmakta olan bu durum yakın bir gelecekte Asya ve Avrupa piyasalarında yaşanacaktır” idi. Zira Baers’ün zararı 1 trilyon dolar ve zararın % 98 mortgage sektörünün fonlamasından. Akabinde diğer büyük yatırım bankası L. Brother’ın iflasın eşiğinde olduğuna dair piyasadaki söylentiler 17 Mart Pazartesi finans piyasalarında yaşanan yıkımı belirledi.
18 Mart 2008 de Lehman Brothers ve Goldman Sachs’ın açıkladıkları üçer aylık bilançolarını olumlu olması yani, sermaye pozisyonlarının piyasa beklentisinin üzerinde olması üzerine bu durumun piyasalar tarafından fiyatlanması ile piyasalar yükselişe geçti. Keza aynı gün FED’in 0.75 baz puanlık gösterge faiz indirimi ve 0.75 bazlık iskonto faiz indirimi artı iki gün önce iskonto faizi 0.25 indirimi sonucunda toplam bir puanlık iskonto faiz indirim oranı ile piyasalar son bir haftanın en yüksek artışını yaşadılar. Diğer bir deyişle, Euronun dolar paritesi 1.54 ‘e petrolün birim fiyatı 108 dolara geriledi. Borsalar da % 4 ile 5 arasında yükseliş yaşadılar.
Yukarda yaptığımız açıklamalar piyasaların genel görünümünü özetlemekte olup FED’in hamlelerin yani piyasaya yaptığı müdahalelerin para ve finans piyasalarında beklenen iyileşmeyi neden sağlamadığı? Banka ve yatırım şirketlerinin iflas eşiğine gelmesini neden önleyemediği? Açıklar nitelikte değildir. Piyasa analistleri tarafında yapılan tartışmaların odak noktası FED’in hamleleri neden başarısız olmaktadır ya da başarı neden beklenen düzeyde değildir?