Havva TUNC 23 Kasım 2007
Bir ulusal ekonomide belli bir dönem içersinde elde edilen döviz gelirleri döviz giderlerini karşılamada yetersiz kalıyorsa cari işlemler hesabı açık veriyor demektir. Cari açığın ekonomi için risk oluşturup oluşturmadığı cari açığın milli gelire oranının artış ya da azalış içinde olmasına göre karar verilir. Bunun yanın sıra cari açığın finansman biçimi de oldukça önemlidir.
Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) 181 ülke dâhilinde hazırlanan cari açık ve milli gelir rakamlarına göre Türkiye 103 ülke arasında İtalya’dan sonra yedinci sırada yer almıştır. Başka bir deyişle, Amerika Birleşik Devletleri 869 milyar dolar cari açıkla birinci sırada yer alırken Türkiye 25.6 milyar dolar açıkla İtalya’dan( 25.5 milyar dolar) sonra yedinci sıradadır.
Türkiye 2006 yılı tahmini milli gelirinin beş katı bir milli gelire sahip olan İtalya’dan sonra yedinci sırada cari açığa sahip ülke durumunda olması şaşırtıcı olmakla beraber endişe vericidir. Diğer bir deyişle, ABD’nin milli geliri 13.3 trilyon dolar ve İtalya’nın milli geliri 1.4 trilyon dolar buna karşılık Türkiye’ninki 368 milyar dolardır. Cari açığın milli gelir içindeki payı Amerika Birleşik Devletlerinde ise % 6.6, İtalya’da %6.7, Türkiye’de % 7’dir. Türkiye’nin gelişmiş ülke ekonomilerinin verdiği cari açığa yakın bir cari açık vermesi Türkiye Ekonomisinin içinde bulunduğu durumun ciddiyetini ortaya koymaktadır.
Türkiye Ekonomisinin gelişmiş ülke ekonomilerine yakın verdiği cari açığın yabancı sermaye girişleri ile finanse edilmesi ekonominin kırılganlığını artırmaktadır.