Beyazperde · 6 Ocak 2010

Film Tanıtım: The Lost City

Havva Tunç

Temmuz ayının başlarında izlediğim ama bir türlü yazmak için havasına giremediğim “Kayıp Şehir” aslında tam benim filmim. Devrim var. Başkaldırı var. Müzik var. Dans var. Aşk var. Öyle bir aşk ki yaşanmışlık ile yaşanmamışlık birbirine karışmış. Seyirci kendi aşklarını, kendi sevgilerini bulur filmin sahnelerinde. Film toplumsal bir temayı işliyor aslında.

Yönetmenliğini Andy Garcia’nın yaptığı “The Lost City” filminde, devrim öncesi ve devrim sonrası Küba’daki sosyal ve siyası yaşam, Küba’ya yerleşmiş Amerikalı bir ailenin büyük oğlu Fico’nun ( Andy Garcia) gözüyle anlatılır. Diğer bir deyişle, yönetmen,  Castro yönetimin iktidara gelmesiyle Küba ve Küba’daki Amerikalıların hayatlarındaki değişimi Fico ve ailesi üzerinden anlatır.

Devrim öncesi Küba Amerikalıların eğlence merkezidir. Küba halkı Amerikalılardan ve onların kendi ülkelerindeki yaptıklarından pek hoşlanmaz. Devrimin gerçekleşmesi ile Küba’daki yaşam Castro ve onun ekibinin denetimine girer. Yaşam yeniden düzenlenir. Örneğin, kişilerin temel haklarından biri olan mülkiyet hakkı kaldırılır ve bazı özgürlükler kısıtlanır.

Devrim ile birlikte Amerikalılar ve çok sayıda Kübalı ülkeyi terk eder. Küba’da yaşayan halkta devrim öncesi sıkıntıların devrimin gerçekleşmesi ile ortadan kalkacağı beklentisi vardır. Ancak, devrim ile sıkıntı ve zorlukların kalkmadığı sadece nitelik değiştirdiği ve yaşam koşullarının daha da zorlaştığı görülür. Yeni düzen başka sıkıntılara ve açmazlara yol açar. Sorunları çözmek amacıyla yapılan devrimim çözümsüzlük ve başka sorunlar getirdiği filmde net bir şekilde işlenir. Seyirci, belli bir görüş açısına bağlı değilse, “İyi olan, doğru olan hangisidir?” sorusunu kendisine sormaya cesaret edemez. Çünkü cevabı  veremeyecektir.

İsyanın, öfkenin ve aşkın ifadesi olan Küba müziği ve dansını ruhunuzda hissetmek ve coşkusunu yaşamak için, sadece bunun için bile, “The Lost City” filmini mutlaka izleyin. Bence, hayatın bütün sıkıntıları da, o sıkıntıları aşacak güç de Küba müziğinin ritminde saklı.

Filmi sinemada seyretme olanağını bulamazsanız mutlaka DVD’sini alın ve seyredin.