Havva TUNÇ 06.06.2007
Para ve finans piyasası neden dingin? İç dinamikler neden para ve finans piyasasını etkilemiyor? Şangay borsasında ortaya çıkan bir durum hem İMKB borsasının değer kaybetmesine hem döviz kurunun artmasına hem de faiz oranının artmasına yol açması yanı sıra uluslararası sermayenin hareketinde de değişimi belirlemektedir. Buna karşılık, Türk siyaset arenasındaki çalkantı para ve finans piyasasını etkileyememektedir.
Üretim faktörlerinden emek ve sermayenin uluslararası hareketi farklı nitelikte ve farklı dinamiklerin etkisi altındadır. Diğer bir deyişle, uluslararası piyasalarda emeğin hareketi mobil değil buna karşılık sermaye mobildir. Dolayısıyla üretim faktörlerinin piyasalar arasındaki hareketini belirleyen ve etkileyen dinamikler farklıdır. Yani, emeğin hareketini iç dinamikler belirlerken sermayeninkini dış dinamikler belirlemektedir.
Para ve Finansal piyasası dış dinamiklerin etkisi altında iken iç dinamiklerin etkisi yoktur. Bunun anlamı para piyasalarında küreselleşmenin tam olduğudur. Zaten Üretim faktörlerinin küresel piyasalar arasında hareketine bakıldığında sermaye dışındaki üretim faktörlerinin sadece ulusal piyasa içinde mobil olduğu görülür.
Türk para ve finans piyasasında izlenmekte olan politikalar uluslararası kurum kuruluşların istek, eğilim ve beklentisi doğrultusunda oluşmakta ve/veya oluşturulmaktadır. Bu durumun iyi ya da kötü olduğunun sorgulanmasından öte bu durumun gelecekte Türkiye Ekonomisi üzerinde yarattığı veya yaratacağı etki ve bunun olası sonuçlarının neler olacağını tahmin etmek için iktisatçı olmaya gerek yoktur.
Bilindiği üzere üretim faktörlerinden emeğin birim saat başına verimliği artmasına rağmen üretimden aldığı payın giderek gerilemesi buna karşılık uluslararası piyasalarda yaşanan parasal likidite bolluğuna ve bunların ulusal ekonomiye girişinin büyük miktarlara ulaşması ve parasal girişlerin devamlılık arz etmesine rağmen ulusal ekonomide sermeyenin birim getirisi olan faizin yüksek seyretmesinin bir açıklamasının bir mantığının olmaması bunun ulusal para ve finans piyasasındaki durum ve duruşların dış dinamiklerin kontrol ve denetiminde olduğu anlamına gelir. Bunun yanı sıra bir duruş gösterme gücünde bulunamayan ulusal ekonomi ve bundan sorumlu otoritelerin siyasal tercihleri ve siyasal konumlarını legalleştirme eğilimleri uzun dönemde ulusal ekonomide tamiri olası olmayan hasarların, zaten var olan bu hasarların, giderek şiddetlenmesine yol açmaktadır ve de açmaya devam edecektir. Keza, içinde bulunulan bu durumu olumlu bir gelişme olarak adlandırılması bana Osmanlının son dönemimi hatırlatmaktadır. Sahip olunmayan refah ve zenginliği sahipmiş gibi davranıp hovardalık yapmak ve birkaç dönem sonra bu hovardalığın acısını yetmiş milyon vatandaşın çekeceği unutulmamalıdır.