Havva TUNC 20.08.2010
Türkçeye” Başlangıç” olarak çevrilen “Inception” bilim-kurgu türünde bir film.
Filmin konusu, kişinin uyku durumunda ve rüya görme esnasında rüyasına girerek bilinç ve bilinç altındaki düşüncelere ulaşılarak düşüncesi çalınıyor veya o düşünce yerine yeni bir düşünce konuluyor.
Düşüncenin çalınması ya da mevcut düşüncenin başka bir bilgi ile değiştirilmesi çerçevesinde yaşanan heyecan dolu anları ifade etmek ne anlatmakla ne de yazmakla olası sadece izlenmelidir. Bütün bunların hepsi uyku durumunda ve rüya görme esnasında oluyor. Düşüncelerin silinmesi, yenisinin konulması, düşüncenin çalınması bütün bu olup bitenler gerçek dünyada değil rüyada olmaktadır. Şayet seyirciyseniz durum farklı.
Gözden kaçırılmaması gereken husus düşüncesi çalınan ile düşünceyi çalanın uyku durumunda ve rüyada olmasıdır. Burada altı çizilmesi gereken sadece düşünce hırsızı ve ekibinin(Leonardo di Caprio ve arkadaşları) rüyada olduklarının ve durumun kontrol edildiğinin bilincinde olmalarıdır. Yaşananları bilmeyen düşüncesi çalınan veya yeni düşünce eklenendir.
Düşüncesi çalınan ile düşünce hırsızı nasıl oluyor da ortak bir rüyada buluşuyor buda konunun uzmanlarının cevaplaması gereken bir soru olmakla beraber, filmin yönetmeni ve senaristi olan Chirstofer Nolen bu sorunun cevabını filmin içinde öyle güzel geçiştiriyor ki seyirci anlamak ile anlamamak arasında gidip geliyor ve hatta filmin temposu ve aktörlerin performansı karşısında, heyecan dorukta olduğu için filmin sonlanmasıyla beraber ayrıntıları unutup, bir daha gelebilirim bu filme deyip, verdiği paranın ve harcadığı zamanın boşa gitmediğinin mutluluğu ile sinemadan ayrılıyor.
Inception’nın baş oyuncusu Leonardo di Caprio’un oyun gücü yanı sıra canlandırdığı karakterin problemli ve dominant özelliği filmi çekici ve inandırıcı kıldığı gibi izleyicinin dikkatini ve heyecanını yüksek tutuyor. Bunun yanı sıra filmin çekildiği mekanların farklılığı ve büyüklüğü seyircinin, dar alan sendromuna girmesine engel olduğu gibi oturduğu yerden değişik yerlere (zaman ve mekan olarak) seyahat etmenin mutluluğunu yaşatıyor.
Inception filmi gerek sosyal gerek ekonomik gerekse siyasi anlamda küreselleşen bir dünyada hükmedenlerin/ otoritenin insanlar üzerindeki etkisinin sadece bir yansımasıdır. Daha açıkça ifade edersek kişilerin neye ilgi duyacakları neye ilgi duymayacaklarının 21 yy enstrümanları ile çaktırmadan empoze edildiği günümüzde, farkına varanlar hariç, C. Nolen’in "Inception Filminde” insanları rüyaları vasıtasıyla düşüncelerinin kontrol edilebileceğini, değiştirilebileceğinin senarize etmesi ve bu filmin çekilmesi tesadüfi değildir.
C.Nolen gerçek ile gerçek olmayan dünya arasındaki çizgiyi kaldırmakla kalmayıp hem sisteme yön verenlere hem de rüya bilimcilerine bir mesaj yollamaktadır. İzleyiciler ise sadece izlemektedir, film ile ilgili duygularını, izlenimlerini arkadaşlarına aktararak daha çok izlenmesini sağlamaktadır. İzlerken hayranlık duygusuna kapılmadan filme biraz da eleştirisel bakmak her bir film izleyicisinin sorumluluğundadır.