Yazılarım · 25 Kasım 2012

“Bireysel Emeklilik Sistemi Ve Tasarruf Eğilimi”

Havva TUNC   23.01.2013

Bireysel Emeklilik Sistemine devletin bireysel priminin yüzde 25'ini hane halkları yerine sisteme ödenmesi şeklinde olan desteği,ulusal tasarruf eğilimini gelişmiş ülke düzeyine çekebilmek içindir.Gerçekten,bu destek toplumsal tasarruf eğilimini artırır mı? Ulusal tasarruf eğilimini gelişmiş ülke düzeyine çeker mi?

Toplumsal tasarruf eğiliminin artırılabilmesi, BES gidecek fonların yatırım yapılabilecek alanlara aktarılmasını sağlayacak bir piyasanın varlığı ile olasıdır.Finansal piyasası gelişmemiş, denetim ve kontrolün yüksek olduğu Türk finans piyasasında, finansal enstrümanların çoğalması sınırlandığından yani derinleşmenin gerçekleşmesine izin verilmediğinden Türkiye Ekonomisinde bireysel emeklik sisteminin gelişmesi olası değildir.

Hane halklarının büyük bir kısmının kayıt dışında olduğu ve faiz geliriyle yaşamını sürdürdüğü bir ülkede(Türkiye), mevcut bu koşullar altında bireysel tasarruf eğilimini(sermaye birikimini) artırmak için yapılacak düzenlemelere, bireysel emeklilik sistemine verilen destek gibi, umut bağlamak gerçekçi olmadığı gibi hane halklarının davranış eğilimleri ile de uyumlu değildir.

Benzer biçimde Sigortacılık Sisteminin Türkiye Ekonomisinde gelişebilmesi sermaye birikime katkıda bulunabilmesi ancak ve ancak uluslararası arenadaki sigortacılık uygulamalarının ne eksik ne fazla Türk sigortacılık sisteminde uygulanması ile olasıdır. Örneğin Türkiye’de yapılan(yapılmakta olan) sağlık sigortasında, ağız ve diş sağlığı sağlık sigorta kapsamı dışında bırakılırken,  ABD, İngiltere gibi ülkelerde ağız ve diş sağlığı sağlık sigortası kapsamındadır. Sigortacılık, riskin fiyatlanması olduğuna göre, örneğimizdeki ağız ve diş sağlığı Türk hane halkının sağlık-yaşam koşullarına göre fiyatlanmalıdır. Her şeyin bir fiyatı ve riski vardır.

Leasing, Factoring, Mortgage, Özel Yaşam(Sağlık) Sigortası,BES gibi  uluslararası finansal kuruluş sisteminin Türkiye ekonomisine girmesi ve de gelişmesi ile yetersiz tasarruf eğilimi, istenilen düzeyde olmasa da yeterli düzeye gelebileceği olasıdır.Ancak bunun olabilmesinin olmazsa olmaz koşulu finansal piyasaların derinleşmesidir. Keza mevzuatın ve uygulamalarının uluslararası mevzuat ve uygulamalarla uyumlu olması gerekmektedir. Diğer taraftan sermaye birikimi gerçekleştirilmek isteniyorsa, kamu yaptığı düzenlemeler ve uygulamaların denetleme ve kontrolü net olmalı ve piyasa aktörlerini kaçırmayacak bir biçimde güven vermelidir.